ULUSAL İLETİŞİM AĞI

27 Şubat 2013 Çarşamba

Sokaklar çocuklara mı açılıyor?


En yaşamsal konuların çok sık değişen çözümlerle ele alınması, birini uygularken aniden başka bir uygulamaya geçilmesi, her sahada her girişimi ve girişimciyi deney tahtasına dönüştürüyor.

Amaç doğru olana ulaşmak mıdır yoksa, illa kendi doğrularına uygulamak mıdır? Ya da nedir, kimse bilmiyor.

Özellikle eğitim alanında her gelen yöneticinin köklü değişim yapma merakı, tam her şey ona göre ayarlanırken yeniden başka bir uygulamaya gidilmesi, ne gelişme yolunda basamaklar ne de istikrar diye algılanmaktan uzak uygulamalar. Nesiller arası değil aynı nesilden olanların bile kendinden bir önceki veya sonraki sınıflardaki uygulama farklarıyla devamlı değişiklik yapılan eğitim uygulamalarından ne beklenebilir ki?

Her seferinde çağa ayak uydurma gerekçesiyle zırt pırt yapılan bu değişikliklerin eğitime yansıması da, belli periyotlarla tekrarlanan uluslararası karşılaştırmalı ölçümlerde kendini gösteriyor. Çocuklarımız klasmanlarında pek çok ölçümde geride kalan öğrenciler olmaktan kurtulamıyorlar.

Son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yararlı aktivitelerle çocukları sokaklardan kurtardığı uygulamayı iptal kararı aldığını öğreniyoruz. Çocuklara yönelik, eğitim saatleri dışında uygulanacak koruyucu ve önleyici hizmetleri veren merkezlerin kapatılması çocukları tekrar sokağa itmek olacaktır yorumlamasına katılmamak mümkün mü?

Mendil satmak gibi işlerde çalışmaktan aileleri ikna edilerek kurtarılan ve bu haktan yararlanan çok sayıda çocuk olması, bu kararın binlerce çocuğun bugününü ve geleceğini nasıl olumsuz etkileyeceği ortada.

Bu olumsuz gelişmeye kalkanların yerine ne koymayı düşünerek böyle bir değişikliğe gittiğinin anlatılması ve kamuoyunun aydınlatılması gerekir.

Yetkililerin şimdi göremediği bu durumun, ileride topluma ve devlete çok büyük ve karmaşık sorun olarak geri döneceğini nasıl göremiyorlar?

Görüyorlarsa da neye dayanarak böyle yapıyorlar bilmemiz gerekir.