En yaşamsal konuların çok sık
değişen çözümlerle ele alınması, birini uygularken aniden başka bir uygulamaya
geçilmesi, her sahada her girişimi ve girişimciyi deney tahtasına dönüştürüyor.
Amaç doğru olana ulaşmak mıdır yoksa,
illa kendi doğrularına uygulamak mıdır? Ya da nedir, kimse bilmiyor.
Özellikle eğitim alanında her
gelen yöneticinin köklü değişim yapma merakı, tam her şey ona göre ayarlanırken
yeniden başka bir uygulamaya gidilmesi, ne gelişme yolunda basamaklar ne de
istikrar diye algılanmaktan uzak uygulamalar. Nesiller arası değil aynı
nesilden olanların bile kendinden bir önceki veya sonraki sınıflardaki uygulama
farklarıyla devamlı değişiklik yapılan eğitim uygulamalarından ne beklenebilir
ki?
Her seferinde çağa ayak uydurma
gerekçesiyle zırt pırt yapılan bu değişikliklerin eğitime yansıması da, belli
periyotlarla tekrarlanan uluslararası karşılaştırmalı ölçümlerde kendini
gösteriyor. Çocuklarımız klasmanlarında pek çok ölçümde geride kalan öğrenciler
olmaktan kurtulamıyorlar.
Son olarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’nın yararlı aktivitelerle çocukları sokaklardan
kurtardığı uygulamayı iptal kararı aldığını öğreniyoruz. Çocuklara yönelik,
eğitim saatleri dışında uygulanacak koruyucu ve önleyici hizmetleri veren
merkezlerin kapatılması çocukları tekrar sokağa itmek olacaktır yorumlamasına
katılmamak mümkün mü?
Mendil satmak gibi işlerde
çalışmaktan aileleri ikna edilerek kurtarılan ve bu haktan yararlanan çok
sayıda çocuk olması, bu kararın binlerce çocuğun bugününü ve geleceğini nasıl
olumsuz etkileyeceği ortada.
Bu olumsuz gelişmeye kalkanların
yerine ne koymayı düşünerek böyle bir değişikliğe gittiğinin anlatılması ve
kamuoyunun aydınlatılması gerekir.
Yetkililerin şimdi göremediği bu
durumun, ileride topluma ve devlete çok büyük ve karmaşık sorun olarak geri
döneceğini nasıl göremiyorlar?
Görüyorlarsa da neye dayanarak
böyle yapıyorlar bilmemiz gerekir.