ULUSAL İLETİŞİM AĞI

17 Eylül 2010 Cuma

Internet Çocukları

Televizyon, Bilgisayar, ve son olarak da internet nesillerinin dünyası daha önceki nesillerden iyice farklılaştı.

Zihinsel uyarıcılar ve yaşamsal olanaklarla hızla yaygınlaşan ve benimsenen teknik ilerlemeler, hepimizi yepyeni davranış ve değerler dünyasına zorluyor.

Bilgisayar ve internet olgusu, yeni nesilleri daha çok ve çeşitli bilgiye ulaştırırken, insan aklını da daha sığ, doğru bilgi ve düşünceden uzak kaotik bir algıya  mahkum etmeye başladı.

Eskiye göre farklı yaşam değerlendirmeleri yaratan, kitle iletişimi ve insan ilişkilerine yeni boyutlar ekleyen bu gelişmeler, ortak algının gözlemlenmesini de kolaylaştırdı.

Bunlara bağlı olarak farklı bir "ÇOCUK" olgusu ve algısı ile karşıkarşıyayız

Çocuklar kalemle yazmayı geç öğrenmeye, sanal verilerle gerçeği karıştıran değerlendirmelere göre gerçek ve gerçek dışını algılamamaya daha çok yatkınlık göstererek büyüyorlar.

Günümüzün en önemli sorunu, bu kadar bilgi bombardımanına karşın daha çok ihtiyaç duyulan DÜŞÜNEN beyinlerin giitikçe azalması.

Bu yetisini kendi eliyle geliştirdiği akıllı makinelere devreden insan düşünmekten gittikçe uzaklaşan nesiller üretiyor.

Yapay akıllara eklenen beyinleri, ilk andan itibaren etkisine alan bu değişim, özü insana dayanan pek çok sosyal bilim konularını, uygulama alanları ve kapasitelerini de değiştirmekte.

İnsan aklının çok farklı uyaranlarla kontrollü kontrolsuz kodlanması, eğitim kavramını da hayli farklılaştırdı.

Okuma, yazma ve anlama becerileri farklı gelişen yeni nesiller, yepyeni inceleme alanı çıkarıyor ortaya.

Uzaklık kavramını sıfırlayan ilişki ağları, sınıfsal ve coğrafi farklılıkları da dümdüz etmekle kalmayıp, sanal ilişkiler üzerinden hızlanan bir zaman algısı da oluşturuyor.

Öğrenme olgusu ömür boyu devam eden eğitime dönüştü.

Başıboş ve içeriksiz haberleşmeler, gerçek "bilgi"yi gittikçe değersiz kılarak, yüzeysel veya yanlış bilgilerle gerçeğinden farklı okunan bir dünya algısı yaratıyor.

İlkokul çocuğunun ana okulundakine göre eskide kaldığı bu hızlı değişim ve etkileşim tablosu, eski deneyimleri geçersiz kılan bir algılama ortamı oluşturuyor.

Çocuk hakları kavramı ihmal ve istismar üzerinden dikkatleri zorlarken günün şartlarında neyin ihmal neyin istismar olduğu daha geniş alanlar üzerinden tartışılıyor.

Böylece DEVLET ve bireyin bu konudaki SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİ çok geniş bir dikkat alanına yayılmış bulunuyor.

Hiç yorum yok: