Doğru tanımlama ve akılcı çözüm bekleyen sorunlara önemli engel oluşturan etkenlerin başında kavramsal algı yetersizliği ve karmaşası geliyor.
Bu nedenle her ortak düşün alanında olduğu gibi kavramsal onaylaşmanın önemi bir kez daha kendini gösteriyor.
Çocuk Hakları Uluslararası Sözleşmesine atılan imzalara rağmen ÇOCUK ve ÇOCUK Sorunları algısı üzerinden deşifre olan kavramların bu doğrultuda yeterince kavranmadığı bir gerçek.
Sorunları, daha çözülemez hale getirdiği için işe buradan başlamak önemli.
Medyanın çeşitli alanlarınca içselleştirilmesi gereken böyle ölçütleri sağlayıcı çalışmalar doğrultusunda kavramsal onaylaşmanın önemi de her gün daha iyi algılanıyor.
Son günlerde “Çocuk İstismarına Son” yazılı sloganın yüksek sesle okunup damgalanmasıyla başlayan ve ikide birde ekranları kaplayan çocuk giyimi reklam spotu da bu yönden dikkat çekici bir örnek.
Sorun üzerinden uyandırdığı merakla izleyicinin dikkatini kendine bağlayan bu reklamda, çocuk giyimindeki pahalılığa değinilerek yeni ve ucuz bir çocuk giyim markasının tanıtılmaya kalkıldığı ve “çocuk”la ilgili kaydırılmış anlamlandırmaların çocuk istismarı sergileyen bir kavram karmaşasına nasıl dönüştüğü görülüyor.
Burada “Çocuk”un kendi iradesi ve yüksek yararı dışında kullanımı gibi geniş bir alanı kapsayan ve en çok oluşan örnekler nedeniyle maalesef cinsel istismardan öteye zihinsel çağrışım yapmayan “çocuk istismarı” konusu, maalesef kendisiyle ters düşen tarzda ele alınıyor.
Çünkü, sunumun kurgusu ve mantığı, “Çocuk İstismarına Son” diyerek ekrana bağlanan dikkatler üzerinden çocuk istismarına son vermek yerine, anne babalar üzerinden bir çocuk algısı istismarı ve çocuk istismarı sözünün istismarına dönüşüyor.
İstismar sorununun doğru tanımlanamaması ve kimin istismarı olgusunun algılanmamasının görüldüğü bu örnekte önemli olan son derece hassas bir konu üzerinden ticari kazanç sağlamak çabası ve göz ardı edilemeyecek bir etkileşim yanlışıdır.
Söz konusu reklama kısa süre içinde sosyal medya ve yazılı basın üzerinden oluşan tepkiler, önemli bir gelişmeye işaret ederken, sosyal bilinç geliştirme açısından önemli bir fonksiyonu bulunan reklam dünyası olmak üzere bu alanda belirlenen ölçütlere, kurumsal sosyal sorumluluk ilkeleri açısından her yerde ihtiyaç olduğu iyice ortaya çıkıyor.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org