ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Mart 2013 Pazartesi

Nasıl Bir Gelecek?


Digital çağın yazı dili ilk dönem sembolik işaretleşmelere dönüşü işaretliyor gibi. Bizlerin arada sırada kullandığımız bu işaretler çocuk ve yeni gençliğin tuşlama kıvraklığı kazandıkları akıcı bir yazışma türüne dönüşmüş bile.

Hürriyet gazetesinde geçenlerde yer alan bu işaret alfabesi ve bununla kurulan cümlelerde harflerin yerini işaretlerin aldığını çok iyi gösteriyordu. Zaten selam yerine slm yazarak mevcut kelimelerin indirimli kullanıldığı günümüzde gitgide kısalan ifade yeteneğinin harfler yerine işaretlere dökülmesi artık çok da yadırganmıyor.

Düşünceleri ifade dili yerine duyguların dışa vurumuna dayalı bir iletişim kültürünün gelişmesi, düşünen insanlar açısından tercih edilemez bir sığlığın gitgide her yeri sardığını da gösteriyor.

Yine Twitter ile başlayan sınırlı vuruşla yazmaya zorlanma, düşüncelerin öz ifadesini bulmak kadar düşünmeyen kafaların kısa ifadeli paylaşımının da bu okur/yazarlık türüne etkisi tartışılmaz. Eskiye göre herkesin ne türden olursa olsun kafasından geçenleri yazarak ifadelendirme yeteneği ve de okuma yönelimi artarken özde hangi özelliğin zayıfladığı daha sonra iyice anlaşılacak.

Buna alışan beyinlerin uzun metinlerle, karmaşık düşünce anlatımları yerine bu kısa yazışmalarla iletişim kurmayı yeğlemesinin uzun sürede beynin gelişmesine olumsuz katkı sağlayacağı da söylenebilir.

Ha bire mesajlaşan genç profilinin, özünde nitelik ve niceliksel yönden asıl bir düşünce yapısı kazandığı anlaşıldığında başka bir dünyanın mümkün olup olamayacağını bilemiyoruz. Yeni nesillerin kalemle yazmayı neredeyse unutacağını gösteren bu gidişat, eğitim sistemlerini müfredatlarına yeniden el yazısı dersi koyarak telafiye zorlarken, yakında kalemi ve türlerini bilmeyen çocuklar da yetişecektir. Geçen gün ispirtolu kalem sözünü ilk defa duyduğunu söyleyen üniversiteli genç bu konuda nasıl bir değişim yaşandığının işareti gibiydi.

Bu gelişmeye ait en olumlu öngörü ise Dünya dili halinde herkese hitap etmesi. Bu da evrensel vizyona dönük bir algı yaratabilir olması. Mevcut diller ayrımını gidermesi ki bu da ayrı bir gelişme türü.

Bizler digital çağın alfabesini öğrenmeye zorlanırken çocuklarla aramızda açılacak bu anlamsal ve niteliksel farkı kapamak için çaba sarfetmesi gerekenler de bu konunun bilincinde olmak yine bizlere düşecek.