Ülke ve Dünya’daki devamlı değişen şok gündemlere kilitlenen dikkatlerimiz, uzun vadeli çözümlere dayalı sorunlara eğilmeyi önlüyor.
Çözüm bekleyen toplumsal sorunların sürekli geçiş dönemi yaşandığı iddiasıyla ötelendiği ülkemizde hiçbir konuda istikrarlı ve takipçi olunamamasına yol açarken sorunları anlama eksikliğini de pekiştiriyor.
Son günlerde yeniden gündeme gelen N.Ç. olayında da öyle.
İki kadının aracılığıyla yirmi altı erişkinin cinsel istismarına uğrayan kız çocuğu N.Ç. davasında, mahkemenin son gerekçeli kararıyla ortaya koyduğu nokta, mevcut yasal metinler ve karar vericilerin algılarıyla olayların nasıl da yorumlanabileceği yönünden düşündürücü.
Zira kadınlara çocuğu bu yetişkinlere teslim edici eylemlerinden iffetsizlik cezasına çarptırılırken, 26 erişkin faillere, taciz olayının kızın rızasıyla olmuş ve iyi hal indirimi gerekçesiyle ceza indirimi veriliyor.
Burada esas problemin, ilgili yasa metninin yanlış anlaşılmaya yol açar nitelikte olması da dikkat çekiyor.
Böylece kararla ortaya çıkan sonuç, yorumlayanın genel algı ve bilgi kapasitesi kadar, yasa metninin çok farklı uygulamalara açık yapısından da ileri geldiğinden mağdur çocuk bir biçimde kurtarılırken öldürülüyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AHİM de görev yapmış ünlü hukukçu Rıza Türmen, Milliyetteki N.Ç.’nin Suçu Ne (25 Şubat 2011) başlıklı yazısında bu davayla ilgili son mahkeme kararını değerlendirirken, olayın gelişim ve mahkeme aşamalarını özetledikten sonra ülkemizde yaşanan ve AHİM üzerinden sonuçlanan Batı ve Okkalı rumuzlu iki benzer karardan kalkarak kıyaslama yaptıktan sonra; “Türkiye’de soruşturma ve yargılamayı yapan makamların, insan hakları ve özellikle çocuk haklarına bakış açılarındaki yanlışları ortaya koyuyor. Aynı yanlışların N.Ç. davasında bir kez daha ertelendiğini görmek insanı umutsuzluğa itiyor.”diye yazısını sonlandırıyor.
Böylece temelinde, istismara uğrayanın hakkını ararken tekrar istismara uğramasına yol açan toplumdaki egemen zihniyetin etkisiyle de biçimlenen bu değerlendirmeler, toplum ve bireyler açısından çok yönlü mağduriyetlerle umutsuzluk yaratıyor.
Kaynak gösterimi: Özkan, S., www.0-18.org, Düşününce