Medyada
yer alan bir haberden öğrendiğimize göre: Polis yolda yürümekte olan 11
yaşındaki bir çocuğa niye öyle dayılanarak yürüyorsun diye sormuş.
Çocuk
da dayılanmıyorum benim yürüyüşüm böyle abi deyince, çocuğa ve yanındaki
arkadaşlarının yüzüne biber gazı sıkmış.
Astım
hastası olan çocuk kendisini olay yerine yakın olan babasının dükkanına zor
atmış Hastaneye zor yetiştirilmiş.
Güvenlikten
sorumlu Polisin gelen geçenin yürümesine, gülmesine karışması ve elindeki biber
gazını haşere ilacı kullanır gibi beğenmediklerine sıkması karşısında kimin
güvenliği diye donup kalıyor insan.
Bu
konuya kim el koyacak?
Çocukları
çok sevdikleri her hallerinden belli devlet büyükleri mi?
İçişleri
Bakanının biber gazlarımızın organik olduğu için içi rahat olduğunu
bildiğimizden bu konuyla ilgilenmesini ondan
beklemeyeceğimizi biliyoruz.
Aile
Bakanımız Fatma Şahin mi?
Çocuklarla
el ense çekmeyi seven Spor Bakanımız mı?
Yoksa
çocuk kurtulsun diye dua etmekle mi yetinilecek?
Hatta
mümkünse, çocuktan yürüyüşünü değiştirmesi mi istenecek?
Parkta
oynayan çocuğun sustalı kurşunlara maruz kaldığı bir ülkede sokağa çıkmamak en
iyisi mi olacak?
Güvenlik
konusu bu çağın özellikle ülkemizdeki yaşama şansının en önemli sorunu.
Çocuklarımızı parkta, yolda hatta evde bekleyen tehlikelere bakınca, ayrıca
nüfus planlamasına gerek kalmadığı anlaşılıyor. Galiba onun için üç tane yapın
hangisi sağ kalırsa onunla devam edersin deniyor.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder