ULUSAL İLETİŞİM AĞI

14 Kasım 2010 Pazar

Çocukları Kişisel Tercihlerimize Kurban Etmeyelim

Küçükken şahit olduğum ilk kurban kesilmesi olayı, gerekçelendirilen hiçbir açıklamayla kabulüm olmamıştı. Sonraları da hep bir hüzne dönüştü.

Yakınınızda sevip okşayıp beslediğiniz sevimli hayvanın, birkaç gün sonra törenlerle komşulara dağıtılarak ortadan kaldırılması.

Bunu gören çocuk ruhunun örselenmemesi düşünülemez.

Herşeyden önce dini inanç ve ritüellerin uygulamasının kişisel tercih olduğu gerçeği gözardı edilmemeli.

Şimdilerde her konuda olduğu gibi dini açıdan değerlendirilmeyen bir konunun kalmadığı Laik(!) ülkemizde "Kurbanlık"lar ve kurban etme biçimleri, bu nedenle çocuklar için daha da dikkat isteyen bir alan haline geldi.

Zira pek çok kişi bu alanda hiçbir sınır ve düzenleme kabul etmemeyi demokratik özgürlük gibi algılıyorlar.

Kurban derilerinin bağışlarını kapmak için kurbanlık koyun yanına sevimli bir oğlan çocuğu koyarak fotoğraflayıp kurban derilerine talip olan kuruluşlar, hem din istismarı hem de çocukların dinsel yönden istismarına yol açtıklarını düşünmüyor olmalılar.

Sokaklarda eli bıçaklı kasaplarca kovalanıp yakalanan ve sokak ortasında kurban edilme sahnelerinin çocuklar üzerindeki negatif etkisi önemlidir.

Dini gerekçelerle bu olguyu gerçekleştirirken, çocukların bu tür sahneleri görmelerine engel olmak yetişkinlere düşen önemli bir görevdir.

Sevap yapmak isteyenler, dinen kurban edilmekten kurtarılan çocukları, ruhen kurban etmeyecek dikkati de göz ardı etmemelidirler.

İnanç gereği kurbanla yaşamı bağışlandığı kabul edilen erkek çocukları ve tüm çocukları günümüz şartlarında sağlıklı ve insanca yaşatmak için onlara gereken olanakları sağlayacak bağışlar yapmayı tercih etmek de mümkün.

Bu konuda gösterilecek dikkat, erişkinlerin insani ve sosyal sorumluluğuna giriyor.

Herkese iyi bayramlar.

Hiç yorum yok: