ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Aralık 2011 Pazar

Hatalı Sollama ile Hatalı Sosyalleşme Farkı!


Trafik kazalarına yol açan en önemli etkenin, hatalı sollama olduğu herkesce kabul edilmiş bir gerçektir. Toplumsal yaşamda eğitim kazaları diyebileceğimiz hatalı sosyalleşmeden ise gerçekte kimin suçlu olduğu pek tartışılmıyor.

Hatalı sosyalleşme ifadesinin, N.Ç davasında çocuğun rızasıyla ırzına geçilmiştir biçiminde özetlenen üst yargı kararına benzer bir karar nedeniyle kullanıldığını ve "rıza" sözünün "doğru" anlaşılması için bu ifadenin kullanıldığını gördük.

Kaş yaparken göz çıkarmaya benzeyen bu açıklama da, doğru anlaşılmayı önleyen ifade yetersizliğinin sürdüğü görülüyor.

Hatalı sollama sözüyle çağrışım yapan bu kullanım aslında çok ters sonuçlar yaratacak bir ifade.

Trafikte tüm uyarılara karşın hatalı sollamayla oluşan kazalarda sorumlu olan sürücüdür. Sollama onun hatasıdır.

Hatalı sosyalleşme yani çocukların ihmal ve istismarından doğan ve de çocuğun kendi sorumluluğunun söz konusu olmadığı alanlarda oluşan hatalı sosyalleşmeden çocuk sorumlu tutulabilir mi?

Tabii ki hayır.

Peki, kim sorumlu ve ceza kime kesilecek?

Korkum bu ifadenin doğru algılanıp algılanmayacağında. Zira hatalı sosyalleşme iyi açıklanamazsa, fatura yine çocuğa çıkartılabilir. Daha doğrusu kendi isteğiyle çocuğun ırzına geçilmiştir cinsinden yorumlarla suçluların korunmasına yönelik bir algının kabulu söz konusu olabilir.

Hiç tartışılmayacak bir durum ise sosyalleşmede bir hata varsa, bundan bilinci gelişmemiş tüm toplumun suçlu sayılacağıdır.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: