"Doğru"
olanı "yanlış" olan üzerinden öğretme çarpıklığı toplumumuzda çok
yaygın olan bir eğitim yanılgısıdır.
Çocuklara
hatalı davranışlarla örnek olunması kaçınılmaz hale gelince, hem hatayı
sürdürüp hem de sakın yapma diye uyarıda bulunmak, taze beyinlere aklın dışına
sürüklemek için atılan ilk adımlardandır. Çocukların sorgulamalarına ya,
"daha küçüksün anlamazsın" veya "bu böyledir fazla sorma"
kestirmeleri üzerinden verilen cevaplar da öyle.
Pek
çok yerde aklın devreden çıkması, pek çok davranış örneğinde görüldüğü gibi
yavaş, yavaş kabul ettirilerek yeni nesillere sunulan akıl dışılık hali,
sonunda: akıllılığın aptallıkla, mantıklılığın saçmalıkla, doğruluğun da
yanlışlıkla yer değiştirdiği bir düzen yaratır.
Böylece
aptallaştırılan nesiller, toplumsal düzene uygun hale gelen kafalarıyla
toplumla bütünleşirler.
Daha
yenilerde Bitlis'te bir okulda yangın söndürme tatbikatı için ateş yakıp
söndürme provası yapmaya kalkan öğretmenler, sönmekte olan ateşi alevlendirmek
için elindeki tineri ateşe dökmesini
öğrenciye söylerler.Komutlara uyan çocuklar harlayan ve patlayan alevlerden yaralanır.
Aklı
kullanma eksikliğinden kaynaklanan düşüncesizliklerin çoğu, tüm görünürlüğüne
karşın görünmez kaza olarak algılandığı için bu davranış, nesillerden nesillere
aktarılarak süren bir düzen oluşturur.
Son
olarak İstanbul'da yakınlarındaki kazı çalışması nedeniyle bir hastane binası
ve buna bağlı kreşte oluşan çatlaklar, bir felakete yol açar endişesiyle
boşaltılır. Ama kısa bir süre sonra yeni yer bulunamadığı için anne babaların
oluşan riski göze alıp çocuklarını tekrar yuvaya getirmeye kalkmaları bu tür
akıl iptali örneklerinden birini oluşturdu.
Gazetecilerin
olayı fark etmelerinin kendilerine iletilmesiyle koşarak gelip, uyumakta olan
çocuklarını kaldırıp oradan uzaklaştırmaya kalkıyorlar. Biraraya gelince yeni yer
bulunmamasını protesto için yürüyüşe geçerek aynı davranışı sergiliyorlar.
Gazeteci,
"çocuklarınızı bu durumu bile bile mi bırakıyorsunuz?" diye sorduğunda
"ne yapalım, çaresizlikten" demeleri herşey bir yana çocuklarına
yanlışı bildiği halde yapmaya devam etme mesajı vererek, akıl dışılık kodlaması
örneklerinden birini oluşturdular.
Miniklerin
yapılan ve söylenenlerden uyku mahmurluğuyla nasıl bir sonuç çıkardıklarını
görünce aptallaştırma işleminin nasıl çok yönlü biçimlendiği de anlaşılıyordu.
Çok
sevimli bir minik oğlanın "neler oldu" diye soran gazeteciye: "Uyuyordum,
uyandım. Tatil olduğu için evimize gidiyoruz" demesi ve ardından "ne
tatili bu" diye sorulan soruya biraz duraladıktan sonra "Kasım ayı
geldiği için tatile girdik" demesi çok sevimli bir ifade olarak güldürse
de, yeni nesilleri aptallaştırmanın nasıl oluştuğunu açıkca örnekliyordu.
Belli
ki iyi niyetli bu minik, etrafındaki yetişkinlerin kendi sorularına verdikleri
anlamsız cevaplardan uyku sersemliği içinde böyle bir sonuç çıkarmıştı.
Aileler,
derhal hak arama tavrına bürünüp çocuklarıyla protesto eylemine geçerken her
türlü yanlışı bile bile yapma tavrının nasıl çarpık bir toplumsal algı
yarattığını gösterdiler. Akıllıca ve art niyetsiz anlama çabalarıyla sordukları
sorulara böyle anlamsız ve aklı devre dışı bırakan cevap alarak büyüyen
çocuklar, kısa sürede düzene uyacaklardır.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder