ULUSAL İLETİŞİM AĞI

5 Aralık 2011 Pazartesi

Akıl Dışı Düzenlere Uygun Aptallık Talimleri!


"Doğru" olanı "yanlış" olan üzerinden öğretme çarpıklığı toplumumuzda çok yaygın olan bir eğitim yanılgısıdır.

Çocuklara hatalı davranışlarla örnek olunması kaçınılmaz hale gelince, hem hatayı sürdürüp hem de sakın yapma diye uyarıda bulunmak, taze beyinlere aklın dışına sürüklemek için atılan ilk adımlardandır. Çocukların sorgulamalarına ya, "daha küçüksün anlamazsın" veya "bu böyledir fazla sorma" kestirmeleri üzerinden verilen cevaplar da öyle.

Pek çok yerde aklın devreden çıkması, pek çok davranış örneğinde görüldüğü gibi yavaş, yavaş kabul ettirilerek yeni nesillere sunulan akıl dışılık hali, sonunda: akıllılığın aptallıkla, mantıklılığın saçmalıkla, doğruluğun da yanlışlıkla yer değiştirdiği bir düzen yaratır.

Böylece aptallaştırılan nesiller, toplumsal düzene uygun hale gelen kafalarıyla toplumla bütünleşirler.

Daha yenilerde Bitlis'te bir okulda yangın söndürme tatbikatı için ateş yakıp söndürme provası yapmaya kalkan öğretmenler, sönmekte olan ateşi alevlendirmek için  elindeki tineri ateşe dökmesini öğrenciye söylerler.Komutlara uyan çocuklar harlayan ve patlayan alevlerden yaralanır.

Aklı kullanma eksikliğinden kaynaklanan düşüncesizliklerin çoğu, tüm görünürlüğüne karşın görünmez kaza olarak algılandığı için bu davranış, nesillerden nesillere aktarılarak süren bir düzen oluşturur.

Son olarak İstanbul'da yakınlarındaki kazı çalışması nedeniyle bir hastane binası ve buna bağlı kreşte oluşan çatlaklar, bir felakete yol açar endişesiyle boşaltılır. Ama kısa bir süre sonra yeni yer bulunamadığı için anne babaların oluşan riski göze alıp çocuklarını tekrar yuvaya getirmeye kalkmaları bu tür akıl iptali örneklerinden birini oluşturdu.

Gazetecilerin olayı fark etmelerinin kendilerine iletilmesiyle koşarak gelip, uyumakta olan çocuklarını kaldırıp oradan uzaklaştırmaya kalkıyorlar. Biraraya gelince yeni yer bulunmamasını protesto için yürüyüşe geçerek aynı davranışı sergiliyorlar.

Gazeteci, "çocuklarınızı bu durumu bile bile mi bırakıyorsunuz?" diye sorduğunda "ne yapalım, çaresizlikten" demeleri herşey bir yana çocuklarına yanlışı bildiği halde yapmaya devam etme mesajı vererek, akıl dışılık kodlaması örneklerinden birini oluşturdular.

Miniklerin yapılan ve söylenenlerden uyku mahmurluğuyla nasıl bir sonuç çıkardıklarını görünce aptallaştırma işleminin nasıl çok yönlü biçimlendiği de anlaşılıyordu.

Çok sevimli bir minik oğlanın "neler oldu" diye soran gazeteciye: "Uyuyordum, uyandım. Tatil olduğu için evimize gidiyoruz" demesi ve ardından "ne tatili bu" diye sorulan soruya biraz duraladıktan sonra "Kasım ayı geldiği için tatile girdik" demesi çok sevimli bir ifade olarak güldürse de, yeni nesilleri aptallaştırmanın nasıl oluştuğunu açıkca örnekliyordu.

Belli ki iyi niyetli bu minik, etrafındaki yetişkinlerin kendi sorularına verdikleri anlamsız cevaplardan uyku sersemliği içinde böyle bir sonuç çıkarmıştı.

Aileler, derhal hak arama tavrına bürünüp çocuklarıyla protesto eylemine geçerken her türlü yanlışı bile bile yapma tavrının nasıl çarpık bir toplumsal algı yarattığını gösterdiler. Akıllıca ve art niyetsiz anlama çabalarıyla sordukları sorulara böyle anlamsız ve aklı devre dışı bırakan cevap alarak büyüyen çocuklar, kısa sürede düzene uyacaklardır.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: