Yurt
içinde genç ve kalabalık nüfusun önemini ileri sürerek yeni evlenenlere üç
çocuk yapmayı öneren devlet yöneticimizin ziyaret ettiği ülkede de bu metre
kareye bu kadar nüfus az gerekçesiyle beş çocuk önerisiyle, çocuk sayısını
metre kareye göre hesap eden yeni bir ölçü oluşturması, pekçok kişinin yüreğini
ağzına getirdi.
Beş
çocuk sözünü üç çocuk siparişine zam gibi algılayanlar, bu öğüdün başka bir
ülkede olduğunu öğrenince rahatladılar.
Ne
olursa olsun her çocuk rızkıyla doğar diye kabul edenler veya çocuklarını
yaşlılığın bakım teminatı olarak görüp nasıl olsa büyür diyenlerin sakınca
görmeyecekleri mümkün olsa da gerçekçi olanların bu öğütleri isteseler de kabul
etmeleri çok zor.
Toplum,
devlet ve doğa şartları gibi bir çocuk yetiştirebilmenin olası firesine karşı
düşünülünce zaten ancak biri kalıyor diye düşünüp uygun bulanların da devlet
üzerinden verilen bu siparişlerin tüm maddi manevi yükünden en çok kendilerinin
sorumlu tutulacağını unutmamaları gerekir.
Bunu
algılayabilenlerin bu siparişleri tekrar gözden geçirmeleri ve de çocuk
yetiştirmenin sosyal ölçümlerinin bitki yetiştirmekten daha kapsamlı ve zor
olduğunun ayrımına varmaları ve kaç çocuktan önce nasıl bir çocuk diye
düşünmeleri gerekir.
Bu
çocuklarda olması gereken nitelikler nedir? Hadi rızkı sağlandı ya eğitimi
nasıl sağlanacak?
Eğitim
sisteminin mevcut nitelik ve niceliği, çağdaş dünyanın bireyleri olacak
çocuklar yetiştirmeye yeterli midir?
Bu
alanda önemli kriterlerin çocuklara nasıl sağlanacağının olanak ve ön
hazırlıkları var mıdır?
Devlet
yöneticilerinde bu soruların karşılığı nedir ki, kalabalık nüfustan ülke gücü
adına medet umulmaktadır?
Görülebilen
ve yaşanan gerçekler olsa olsa sıfır çocuğa iyi niyetini ve umudunu
kaybetmeyenler de bir veya iki çocuğa razı olacaklardır. Bu konunun kürtajı
yasaklayarak da teşvik edileceğini düşündürten değerlendirmeler yurttaş ve
yönetenler arasındaki görünen gerçekleri algılama farkını iyice ortaya
çıkarmaktadır.
Yaşam
ve gelecek herkese ait olduğundan, geleceğin dünyasında çocuk varlığının gücünü
nicelik değil niteliksel ölçülerle dikkate alınacağını hiç unutmamak gerekiyor.
Aksi takdirde geleceğin çocuklarına bırakılacak dünyanın birey ve ülke olarak
kaderini tayin etme sorumluluğu da iyi kavranmamış oluyor.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder