Ülkemizin
de imza atarak onayladığı Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, Devlet, 0-18 yaş
arasında herkes yasa önünde çocuktur gerçeğini kabul etmiş bulunuyor.
Böyle
uluslararası sözleşmelere imza atan devletlerin uygulamada yanlışa düşmeyecek
düzenlemeler yapması gerektiği için yasalarında bu kabulün tersine maddeler
varsa, ilk önce onları düzeltmesi ve çeşitli uygulama alanlarında bu kabulün
gereğine uyulmasını kontrol etmesi gerekir.
1995
yılında imzalanan bu sözleşme gereği neler yapıldığı veya nelerin yapılması
gerektiği de devletin ve yönetimi ele alan hükümetlerin işi ve sorumluluğu.
Büyük
bir kesimde gelenek ve göreneklerle biçimlenen genel kabullere göre kız
çocukları okutulmuyor ve bu yaş lise öğretiminin bitimine de denk geldiği için
okumaktan kaçma pratiğine gerekçe olarak çocuk yaş evliliklerine gereken
avantajı sağlıyor. Özellikle kırsal alanda kızların çoğu 18 yaşını bitirmeden
evlendirilebiliyorlar.
Şu
ana kadar eğitim alanında lise son sınıflarında kızların nişanlansalar bile
okulda nişanlı veya evli olarak okuyamayacakları uygulaması geçerli olması bir
teminat olarak duruyor.
Yeni
Milli Eğitim düzenlemelerinde bu teminatın başka bir şeye dönüştürülme
girişimleri henüz karar verilmemiş olduğu ileri sürülse de, herşeyden önce
imzalanan Çocuk Hakları kavramına ters düşüyor.
İlgililer
bu düşüncenin gerekçesi olarak erken evlendirilen kızların eğitimlerini
bırakmak zorunda kaldıklarından diploma alamadıklarını ileri sürerek bu
durumunu kurtarmak amacı taşıdıklarını ama verilmiş bir karar olmadığını ileri
sürüyorlar. Demek yönetim sorumluları yasalar önünde çocuk olunsa da eğitim
adına yapılan düzenlemelerle çocukların evlenebileceğini düşünülebiliyorlar.
Medeni
kanuna göre evlenme yaşı alt sınırının 17 olarak kabul edilmiş olması zaten
çocuk yaşta evlenmenin de mümkün olduğunu gösterdiğinden bu tasarıyı
tasarlayanlarca yadırganmamış olmalı. O zaman çocuk hakları açısından çocuk
istismarına giren çocuk gelin sorunu nasıl önlenecek?
Daha
yakınlarda bir Arap müftüsünün kızların 12 yaşında evlendirilmelerini uygun
görmesi gibi ülkemizde de kızların babaları, dedeleri yaşında adamlara gelin
gitmek adına satılmaları gerçeği bu zihniyetin bizdeki uzantılarını
işaretlemiyor mu? Kızların 18 yaşından önce evlenebilecek hale gelmesine katkı
sağlayan bu düzenlemelerle çocuk gelin yaşı 12-13 olarak mı legalleşecek?
Ülkemizde
pekçok alanda birbirine zıd şeyler birbririni yok sayarak doğru diye kabul
edilebiliyor, o mu doğru, bu mu doğru ikilemi ise cezai bir engel olmadığı
sürece o da doğru, bu da doğru diye bir arada yürürlükte olabiliyorken yani şimdi
bu kadar çelişkili ve birbirini yok sayan kabul ve yasal düzenleme varken hangi
doğru nasıl ve ne gerekçeyle savunlacak?.
Kızların
kendisinden çok çevresinin isteğiyle evlendirildiği ve erkeklerin körpelik
arzusuna kurban giden nicelerinin de kendisi büyümeden çocuk sahibi olması
gerçeğinin çoğu kimseye şaşırtıcı gelmediği toplumumuzda devlet yönetiminde
bulunanların bu tür evlilikler yapılmasını önleyemeyip eğitimi buna uydurmayı
düşünmeleri de şaşırtıcı gelmiyor mu acaba.
Burada
cinselliğin yaşanma sınırı olarak evlilik müessesinin kızların namusları
açısından önemli bir sigorta sayılması nedeniyle toplumsal değerlerin tüm
girişimleri rayından çıkaracak biçimde düzeni esir aldığı ve yapılan
düzenlemelerin de doğru olmaktan ziyade mümkün olabilenin en doğrusu olarak
gerçekleştirilmeye kalkıldığı görülüyor.
Çocuk
hakları, toplumların hak kavramı konusundaki gelişmişlik algısına göre
sorumlularca ancak bu kadar sağlanabiliyorsa, toplumsal bilinci nasıl
yükselteceğiz sorusu daha önem kazanıyor.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder