ULUSAL İLETİŞİM AĞI

30 Nisan 2012 Pazartesi

TABLETLİ BEBEKLERİN ÖĞRENME VE ALGILAMA SORUNLARI


Bilişim araçlarındaki gelişme ve farklılaşmaların nerdeyse bir yıl arayla kullanıma soktuğu değişimlerin yaşamlarımızdaki yeri en çok çocuklar üstünden biçimleniyor.

Zira teknolojik gelişmelerin çocukların dünyasında yarattığı etkiler daha somut verilerle saptanabiliyor.

Çocuğa dair doğruların, nereden bakarsan bak sağlaması yapılınca neyin neye yaradığı da daha iyi görülüyor.

Mesela yenilerde Milliyet gazetesinde İPad bebekleri kalemden sıkılıyor başlıklı haber bu konuya dikkat çekiyor.

Bu habere göre: İPad gibi tablet cihazları tanıma dönemi 1-3 yaşa inmiş. Akıllı telefonların yaşamlara girdiği 2008’den bu yana bebeklik dönemindeki çocukların yaşamına girmeye başlayan oyun ve eğitici uygulamalar daha da gelişti ve 2010 da akıllı İPad’le hızlanan etkileri sorgulanmaya başlanmış.

Bu kullanım alanına giren 1-3 yaş çocukları, tüm duyularını aynı anda kullanabildiği için kağıt kalemle oyalanmak ve basit oyunlarla tatmin olmaktan sıkılıp bu yeni araçlara yönelmeleri, bu araçların oyalayıcı niteliğine tav olan ailelerin de, çocuklarının bu araçlarla tanışmalarını hızlandırmaları bu eğilimin yaygınlaşmasını sağlıyor.

Bu konuya kafa yoran uzmanlardan Serge Tiserron adlı Psikiyatr, çocuk gelişiminde önemli bir basamak olan üç boyutlu madde algısının tam oturmadığı ilk iki yaşta, çocuğun bu algıyı dokunmatik ekrandan kazanmasının olanaksız olduğunu bu nedenle algıların zarar gördüğünü söylüyor.

İlk iki yılda çocuğun nesneleri koklamak, ısırıp ağzından çıkarmak gibi deneyimlerle beyindeki bağlantı kanallarının düzenlediği ve beyin gelişiminin üç kat arttırdığı için bu dönemde bu araçların öğrenme ve algılama bozukluğu gibi sorunlara yol açacağı  ileri sürülüyor.

Amerikan Pediatri Akademisi uzmanlarınca desteklenen bu görüşe, eline verilen dergiyi tablet sanarak fotoğrafları hareket ettirmeye çalışan ve olmayınca kızan bir yaşındaki bir kız çocuğu örneğiyle katılıyorlar ve böyle algı bozukluğunu önlemek için bu yaş dönemi çocuklarının televizyon ekranından bile uzak tutulması gerektiğini söylüyorlar.

Bu haberde değinilen noktalar, daha geçen yıl okul öncesi bu tür araç kullanımının yaygınlaşması ve okula başlayan çocukların yazı yazmayı geç öğrendikleri saptamasıyla birleşince daha önem kazanıyor.

Digital okur yazarlık çağının dışında kalınmasının mümkün olmadığı bir dünya gerçeğiyle karşı karşıya olan ve kendini yeniden inşa eden insanlığın, anne karnından başlayıp ileriye dönük etkilerinin bilincinde olup olmadığı, kontrollu kullanımın, önemi gittikçe dikkat çeker hale geliyor.

Etkileşim alanı devamlı genişleyen bilişsel gelişim piyasasının bu tartışmalara kulak asıp asmayacağı veya böyle konuları dikkate alıp almayacağı da tartışılırken, insan beyninin gelişmelerini etkileyen bu değişimlerin, nasıl bir insan tipi ortaya çıkaracağının da araştırılması gerekiyor.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: