ULUSAL İLETİŞİM AĞI

3 Ekim 2010 Pazar

Rol Yaptırılan Çocuklar

Yeni başlayan bir tv dizisinde oyunculuğuyla dikkat çeken minik Osman’ın, televizyon haberlerinde defalarca gösterilen ağlama sahneleriyle, rolünü ne kadar iyi oynadığı konu ediliyor.

Bir okul öncesi çocuğunun aile dramı içinde yaşadıklarını yansıtan etkili oyunu, ard arda gösterilip büyüklerin beğenilerine tekrar tekrar sunulurken ekrana gelen yapım sorumlularından birinin çocuğun bu role pedagog eşliğinde hazırlandığını söylemesi yapımcı ve seyirci olarak hepimizin bilinçaltındaki suçluluk duygusunu açığa vuran ve onu yatıştırmaya yönelik bir cevap gibi.

Anne baba kavgalarına şahit olan çocukların bundan ne kadar rahatsız olduğu bilinen birşey. Ailelerin bunu çocuklara yansıtmama çabası da öyle.

Bu nedenle burada bir pedagog gerektiğinin altı çiziliyor olmalı.

Yine de pedagogun böyle durumlarda çocukların ne hissettiklerini gerçeğe uygun vermek ve oyuncuyu ona yöneltmek için mi, yoksa oyuncu çocukta rol gereği de olsa oluşturulan bu gerginliğin stresini atlatabilmesine yardım için mi bulundurulduğu sorusu akla takılıyor.

Yetişkinlerin seyirlik dramalarında yine yetişkinlerin duygularına hitab etmek üzere kullanılan bu minik bedenlerin durumu, niye pekçok kişiyi rahatsız etmiyor acaba?

Hatta kendi çocuklarını bu tür kullanım alanlarına marifet gibi sunan ve karşılığında ödenen paraya tamah eden anne babaların aymazlıkları şaşırtıcı gelmiyor.

Yaşamın gerçeğini yansıtan böyle sahnelerdeki bu rolleri kim oynayacak diye itiraz edenlerin buldukları çarenin bu kullanımdan doğacak zararları böyle telafi etmek olmasına söyleyecek bir söz bulunamıyor.

İnsanların ve özellikle de çocukların başına gelen önlenemez olayların tahribatını hafifletmek için pedagog takviyeli yaklaşım bilimsel olur ama çocukları, zarar göreceği bilinen durumlarda bırakmaktan çekinmeyip sonra onu tamir etmeye kalkmak anlayışı yani önce bozup sonra tamir etmenin ne kadar bilimsel olduğu tartışılır.

Eğer çocukların bu tür kullanımları önlenemez bir felaket olarak algılanıyor ve zararın böyle telafi edilebileceği sanılıyorsa bu daha da ürkütücü.

Ne için?

Erişkinlere gerçeği anlatan sahneleri tam olarak sunabilmek onları mutlu edebilmek için.

Para ve şöhret karşılığı minikleri bu yolda değerlendirmek ve başarısını onaylamak ama o miniklerin uğrayacağı maddi manevi tehlikeleri sonra düzeltilir diye gözardı etmek ve bunun doğal kabul edilmesi, yetişkin bencilliği, aymazlığı ve de körlüğü değil midir?

Bu durum çocukların ihmal ve istismarına girmez mi?

Sevimlilikleriyle yetişkinleri duygusal hazlara boğan bu minikleri seyretmek tabii ki güzel ama bu durumun çocukların büyükler tarafından kullanılması olduğu gerçeğini maalesef yok etmiyor.

İşte en ürkütücü ve tehlikeli sahnelerde çocuk figürlerini çekinmeden kullanan ve kullandıran büyüklerin, çocukların uğrayacağı zararlara karşı bulduğu çare de pedagog kontrölü oluyor.

Çocuklar, oyuncaklarını, vereceği zararı bilmeden meraktan bozup, sonra tamir ederek düzeltmeye kalkıyor.

Yetişkinler ise çocuğun uğrayacağı ruhsal va bedensel tehlikelere aldırmadan onu bir oyuncak gibi ele alıp önce bozup sonra tamir etmeye kalkıyorsa, gelişkinlik bu mu diye sormak gerekiyor.

Üzerinde düşünülmesi gereken bu soruyu "Ne yani çocukları filmlerde oynatmayalım mı?"  kestirmeciliğiyle yadsımak, soruyu cevaplamaya yetmiyor.

Hiç yorum yok: