ULUSAL İLETİŞİM AĞI

18 Aralık 2010 Cumartesi

Karne Hediyesi Silah Olacak Mı?

Bu haftanın en önemli haberi silah yasa tasarısıyla ilgiliydi.

Toplumumuzun geniş bir kesimince, erkek çocuklarının silahla tanıştırılmasının erkeklik olarak değerlendirildiği ve her sevinçte silahla kutlama yaparak bilinçsizce sağa sola ateş etmenin adet sayıldığı bilinen bir şeyken, bireysel silah teminine neredeyse, çiklet alma kolaylığı getirilmesi çok da şaşırtıcı olmadı. 

Böyle bir yasa tasarısının meclise getirilmesi de bunu gösterdi.
Buna rağmen gündeme gelir gelmez doğan geniş tepki o kadar etkili oldu ki şimdilik geri çekilip dondurularak toplu dikkatin dışına çıkarılmak zorunda kaldılar.

Demokrasinin adam dövme ve öldürme hürriyeti olarak da algılandığına tanık olduğumuz toplumumuzda böyle bir tehlikenin oluşturulması tüyler ürperticiydi.

Ülkemizde yeterince ölüm nedeni varken insanlara bir de 18 yaşından itibaren silah edinme,  silahla öldürme veya ölme kolaylığı sağlanması yine ileri demokrasi olarak algılanıyor olmalı ki Silah Severler Derneği de kendini savunacak fırsatları tartışmaya kalktılar.

Kümes Hayvanlarını Koruma Derneğinin horoz dövüşü yaptırarak sergiledikleri mantık çelişkisi burada da karşımıza çıkıyor. Korunan horozların birbirleriyle öldüresiye dövüştürülmesi, onların neden korunduklarını anlatıyor.

Silah Sevenler Derneği de silahlı çatışmaları ve silahın varlığını korumak ve de sevmek üzere oluşturulduğunu gösterdi.

Silahsız yaşanmaz hale getirilen bir toplumda, silah sevmemenin artık mümkün olmadığını gösteren bu girişime itiraz etmek bile şimdiden tehlikeli görünüyor.

Ülkemizde bu tür kendiyle çelişen tanımlamaların çokluğu bizi, yeniden neyi nasıl algılıyoruz sorununa sürüklüyor.

Bilgi vermek üzere kurulduğu halde başvuranlara bilgi yerine soru sorduğuna pişman etme yönünde işleyen “Danışma” bölümlerinin varlığı ülkemizde sık rastlanan bir olgudur. 

Danışma sözünün “sakın bir şey sorma, danışma” anlamına geldiğini kısa zamanda kavradığımız gibi daha pek çok alanda böyle deneme sınama yoluyla öğrendiğimiz sunumuyla çelişkili işleyişler mevcuttur.

Bu bağlamda “Koruma” ve “Sevme” sözlerinin işleyişinde tam tersi anlamlar barındırabileceğini bir kez daha görüyoruz.

İnsanları hayvanlardan ayıran önemli özelliği düşünme, konuşma ve alet kullanabilme becerisi olarak yorumlandığına göre silahla insan öldürmenin kendi içinde bir gelişmişlik olarak algılanmasını da tartışanlar çıkacaktır.

Bu açıdan bakınca normal görüldüğü için olsa gerek, öldürücü bir alet olarak kontrolsuz  bireysel silahlanmanın suç olarak algılanmaktan çıkarılmaya ve buna yasal teminat sağlanmaya kalkılıyor.

Bireysel silah edinme hakkı ve kolaylığı sağlayarak silahlanmayı teşvik ettikten sonra kendini koruma gerekçesi ile savunulması, tüm demokrasi söylemlerine rağmen  toplumda oluşturulamamış olan diyalog kurma yeteneğinden de hepten umut kesildiğini gösteriyor .

Her şeyi Amerikan toplumu üzerinden örnekleme merakı ile ileri ülkelerde böyle oluyor, bu gerekli türünden yorumlar yapılarak kılıf uydurulurken, oralardan yansıyan haberlerde sıklıkla görüldüğü gibi bunalıma düşenlerin okul basıp rastgele adam öldürmelerinin de şimdiden normal görülebileceğini gösteriyor.

Çocuklarımıza karne hediyesi olarak çok fonksiyonlu silah hediye edeceğimiz günlere az mı kaldı diye sormak ve düşünmek gerekiyor.


Kaynak gösterimi: Özkan, S., www.0-18.org, Düşününce

Hiç yorum yok: