ULUSAL İLETİŞİM AĞI

5 Aralık 2010 Pazar

Canlıyı Ziyan Etmek

Dört yaşındaki çocuk, yerde seri ve kıvrak hareketlerle dolaşan minik bir haşereyi heyecanla annesine gösterince, oğlunun korktuğunu düşünen anne, koruyucu bir hamle ile ayağını hayvanın üstüne uzatır.

Çocuğun, “Ne yapıyorsun anne, hayvanı ziyan edeceksin” diye bağırması, anneyi yüzüne bir tokat yemiş gibi kendine getirir.

Bu duraklamadan yararlanan hayvan, halının altına dalıp gözden kaybolur.

Anne bir canlıyı yok etmesini önleyen ve en saf haliyle kendisine bakan bu yüze, bir de yaşamını kime borçlu olduğu bilmeden halının altına dalıp gözden kaybolan minik hayvana baktıktan sonra oğluna sarılıp yaptığı yanlış için özür diler.

Bu yaşanmışlık anlatısında olduğu gibi çocukların bazı sözleri, kimi zaman yetişkinlerin yüzüne inen bir tokat etkisi sağlayıp, düşündürücü oluyor.

Yetişkinlerin hep şimdiki çocuklar çok akıllı demeleri, çocuk aklının gerçekle iletişiminin yetişkinlere göre çoğu zaman daha dolaysız ve doğru bir bakışı yansıtmasındandır.

Çocuklar insanın yeniden büyümesini sağlar sözü de özellikle bu anlamda doğru bir söz.

Büyük balığın küçüğü yutmasına dayalı doğasal dengeyi aç kalmamak için hayvanları öldürüp yiyerek sürdüren en gelişmiş canlı olan insanın, ayrıca zevk için hayvanları birbiriyle ölümüne dövüştürmesi ve spor için hayvan avlamayı marifet saymasından doğan ziyan oluşlara henüz şahit olmayan çocuk aklı işte böyle tepki gösteriyor.

Bu sesi duymak ve üzerinde düşünmek gerekir çünkü insanlığın, güçlü ve güçsüz tüm canlıların yaşama hakkının korunduğu bir uygarlığa erişmesinde böyle seslere ihtiyacı var.


Kaynak gösterimi: Özkan, S., www.0-18.org, Düşününce

Hiç yorum yok: