ULUSAL İLETİŞİM AĞI

1 Ocak 2011 Cumartesi

Çocuklarımız 2010’da Neler Yaşadılar?

Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yine çocuklarımızın başına neler gelmedi ki?

Damdan, balkondan, camdan düştüler,

Kayboldular, ev ve yuvalardan kaçtılar, kaçırıldılar,

Özellikle evde tek başınayken yandılar, haşlandılar,

Kanalizasyona düştüler,

Aç kaldılar,

Denizde, kanalizasyon çukurunda, gölette boğuldular,

Trafik ve araba kazalarında öldüler,

Evde ve ev dışında dayak yediler,

Öğretmenlerince ve yaşıtlarınca da dövüldüler,

Aile içi veya dışında cinsel istismara uğradılar,

Okula gönderilmediler, çalıştırılıp, dilendirildiler,

Madde bağımlısı oldular,

Silahla öldürüldü ve öldürdüler,

Gözleri önünde anneleri dövüldü, öldürüldü,

Kaza ve cinayet ve ayrılmalar sonucu ailesiz kaldılar,

Anne-babaları tarafından öldürülüp, anne-babalarını öldürdüler,

Varlık hakları ve gelişim aşamaları yok sayılarak orda burada yarıştırılıp, savaştırılıp kullanıldılar,

Erken yaşta evlenmeye zorlandılar hamile kaldılar,

Bazıları zorla evlendirilmekten kurtarıldılar,

ÇOCUKLARIMIZIN kiminin yaşamını yitirdiği, kiminin çok kötü yaşamlara sürüklendiği bu olaylar, her zamanki gibi çoğunluktaydı.

Son yıllarda ve özellikle bu yıl için en ilgi çekici nokta aile içi cinayetlerdeki artıştı.

Anne babaları tarafından öldürülen çocukların ve de çocukları tarafından öldürülen anne-baba sayısındaki artış düşündürücüydü.

Çocuk haberleri üzerinden günlük dikkatle çok yönlü medya takibinde:

Her birisi farklı olsa da aynı düzenin işleyişinden oluşan ve düzeltilemez gibi algılanan bu sonuçlar, çocukluk döneminde böyle tahribata uğrayan insan duyarlılığının, erişkinlikte topluma nasıl yansıyacağı konusunda da düşündürücü.

Asıl önemli olan haberleştirilmiş bu olaylara tanık olanların dışında da çocukların, bu haberlere medya üzerinden veya görüp izleyerek de tanık olmaları ve bunlar üzerinden gelişen bir dünya algısı.

Bilgisayar oyunlarının sanal ve gerçek farkını azaltan etkileri, bu somut yaşanmışlıklarla birleşince nasıl bir insan tipi gelişeceği, yarınlara dair önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Her devir, kendi gelişimini kendi içinde tamamladığı için gelinen yer, olaylar yaşanırken önceden yadırgandığı kadar yadırganmıyor. Ama yarın ne olacağı hep bugünden merak ediliyor.


Kaynak gösterimi: Özkan, S., www.0-18.org, Düşününce

Hiç yorum yok: