ULUSAL İLETİŞİM AĞI

17 Kasım 2011 Perşembe

Çocuk Oyuncuların Çocuk(luk) Hakları Dikkate Alınıyor mu?


Aile kavgaları, dövüşme, şiddet ve öldürme sahneleri bol TV dizilerinde, küçük çocukların rol alması ve tehlikeli sahnelerde oynatılması nasıl olmalı sorusu, tartışma yaratan ve yaratması gereken bir konu.

Son zamanların aile sorunları, kadına şiddet ve türlü tehlikeli sahneleriyle yüksek izlenme oranına sahip bir TV dizisinin başrol oyuncusuna bir programda, TV magazin eleştirmeni, "Ben olsam böyle bir
filmde çocuğumu oynatmam mesela sizin dizideki ünlü çocuk oyuncunun yer aldığı sahnelerden etkilenmiyor mu?" diye soruyordu.

Aktör, çocuğun, rol aldığı bölümlerde psikologlarca takip edildiğini, ona bu sahnelerin birer oyun olduğu söylenerek oyalandığını, onu ve diğer küçükleri, psikologların kucağından alıp rolünü yaptıktan sonra yine onların kucağına vererek çalışmayı sürdürdüklerini söyledikten sonra,"Geçen yıl zorlandık ama bu yıl daha rahat çalışıyoruz. O tür sahneleri, çocukları böyle oyalayıp kandırarak çekiyoruz, çocuk işte, inanıyor" diye cevaplıyordu.

Daha önce de aynı çocuk için dizinin senarist veya yapımcılarının aynı tezi savunarak olumsuz etkilenmesini önlediklerini sağladıklarına inanan aynı ifadeleri duyduğum için bu kanının ne kadar içselleştirilmiş hale geldiğini bir kez daha görmek şaşırtıcı olmadı.

İşin şaşırtıcı yanı psikologların fonksiyonlarının böyle algılanması ve bu yolla olumsuz etkileşimin önleneceğine bu kadar kesin bir çözüm gözüyle bakılması.

Çocuğun ruh durumunu önce bozup sonra düzeltildiğine inanarak gereğini yaptıklarından emin olan bu anlayışın doğrultusunda daha nelerin mazur görülebileceğini düşünmeden edemiyor insan.

Mesela gerçek hissi versin diye çocukların bir yerden atlarken ayağı kırılmasında sakınca görmemek ve ortopedist kontrolunda ayağı kırılmasından sakınılmayan çocukların daha sonra tedavi edilmesinde de bir sakınca görmeyebiliyorlar mı?

Yine çoğunlukla yeni doğan veya kundak çocuklarının efekt dışı ağladığının sağlandığı sahnelerin de bir sakınca yaratmayacağı mı kabul ediliyor?

Her olayı çocuğa yaşatıp sonra etkileşimlerin zihinlerinden silinebiliniyorsa, tüm hatalı tutumları uygulayıp daha sonra silerek çocuk eğitim ve yetişme sorumluluğunu yerine getirmek de çok kolaylaşıyor olabilir.

İşin esas şaşırtıcı yanı bu rollere çocuklarını koşturarak götüren anne babaların bu açıdan bir sakınca görmeyen bilinçsizliği ki burada varılan son noktayı eleştirmenin söz konusu küçüğün anne babasının
çocuğun adına bir cast ajansı kurduklarına dair söyledikleriydi.

Anne baba bu işi profesyonelleştirmeye yönelerek yaptıklarından ne kadar memnun olduklarını böylece gösteriyorlardı.

Ortada, yetenek adına tehlikeli etkileşimlere maruz kalan ve karşılığı anne babaya şöhret ve para olarak dönen bir yatırım metaı haline gelmiş küçük bir çocuk ve çocuklar varken film yapımcılarının böyle davranmasına şaşırmak anlamsızlaşıyor.

Psikologluğu, göz göre göre yanlış kayıtlar oluşturulması ve silinmesi olarak algılayan bu yetişkin zihniyetinin "çocuk hakları" ndan haberdar olup olmadıkları sorgulanmalı.

Tehlikeli rollerde dublör kullanmayı red eden oyuncularla nasıl anlaşmalar yapılıyor bilmiyorum ama böyle durumlarda velilere önce çocuk hakları sözleşmesi okutulmalı ve sonra oluşacaklardan sorumlu
olduklarını belgeleyen birer kağıt imzalatılması sorunu ortadan kaldırmasa da bu konuda daha güvenli ölçütlerin benimsenmesi sağlanmalı.

Sigortalar genellikle maddi zarar ve can güvenliği konularını kapsadığından çocukların ruh güvenliği için özel sigortalar varsa, bu tarz işletilmesinin bu tür yanlışları nereye taşıyacağı üzerinde düşünülüyor mu?

Burada ilk önce böyle yaklaşımları benimseyen ebeveynlerin bu konuda ne düşündüklerini öğrenmek gerekiyor. Genellikle alan ve satanın memnun olduğu durumlarda araya kimse sokulmaz ama çocukların her tür güvenliğinden tüm yetişkinlerin sorumlu olması bu noktalarda söz söyleme hakkını doğurduğundan hepimize söz düştüğü için ben mümkünse psikologlar önce anne babayı ele almalılar diyorum.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: