ULUSAL İLETİŞİM AĞI

30 Ekim 2011 Pazar

Kamplaştırılan Acılar Birleştirici de Olabilir


Felaketlerde tüm kişisel ve kitlesel düşmanlıklar unutulur ve insanlık adına hareket edilir. Bu nedenle sel veya deprem ve benzeri afetlerde tüm ülkeler birbirlerinin yardımına koşarak insanlık dayanışmasına girerler.

Benimsenmiş bir insanlık kültürü olarak da tüm toplumlarda karşılığı olan bir davranış türüdür bu.
Son depremde de bunun örneği çabalara tanık olundu.

Çoğu zaman afet kadar etkili bir yıkım türü olan terör sabotajları da, oluşturduğu acılarla lanetlenme kategorisinde önemli birleşmeler ve karşı duruşlar oluşturuyor.

Buradaki birleşme öç alma birikimiyle günden güne karşılıklı saflaşmalar da yarattığı için umutsuzluk yaratıyor.

Deprem öncesi tüm ülkeyi yasa boğan bir terör saldırısında evladını kaybedenlerin acıları bu öç alma duygusunu kökleştiren feryatlara dönüştü.

Şehit oğlunu metanetle uğurlayan bir anne, geriye kalan minik torununu "arkadan bu da yetişiyor" diye havaya kaldırması hafızalara defalarca kazınan görüntülerden biri oldu.

Bu duygusal kodlanmaları vatan sevgisini, uğruna ölmek olarak algılayan bu minikler daha sonra nice genç gibi terörle savaşa hazır hale gelecek olsalar da bu acılı ortamdan duydukları korku ve kaygıyla
kendilerinden beklenenleri anlayacak durumda değillerdi.

Bu görüntülerin düşündürücü pek çok yanı var.

En önemlisi vakti gelince ölmek üzere vatanına sahip çıkan iyi bir yurttaş olmaları için çocuklara yapılan bu telkinler, dökülen kanın intikamını alma duygusunu içerdiği için bir kan davası mantığıyla
benimsenip düşmanlık kökleşmesine yol açıyor.

Bu nedenledir ki ölüm olasılığına rağmen gençlerin arkadaşlarınca aynı coşkuyla havaya atılıp tutularak askere yollanması devam ederken aynı biçimde terör örgütünün güdümünde dağa çıkan çocukların varlığı devam ediyor.

Bu fikirsel ve duygusal kodlanmalar çarpışmanın zeminini döşemeye devam edeceği için bu çarpışmaların sonu gelebilecek mi kaygısı doğal olarak artıyor.

Aynı intikam duygusu yeni nesilleri böyle karşılıklı düşmanlığa zorlayınca, birliktelikten yana olabilmenin duygusal temeli iyice ortadan kalkıyor.

Yeni nesiller için en önemli tehlike, bu karşılıklı saflardan birine ait olarak yetişmeleri.

Bu noktanın geniş kitlelerce ayrımında olunması çok önemli.

Aslında şimdilik bu bölünmenin inşasını sağlayan terör örgütü farkında olmadan bölünmenin önleyicisi de oluyor. Çünkü taraftarlarda gün geçtikçe mücadelenin can kaybı olmadan yürütülmesi fikri ağır basmaya başlıyor. Ama Terör örgütü bunun ayrımında olmadığı veya bunu umursamadığı için silahı bırakmıyor. Çünkü silah onun varlık nedeni.

Tek umut verici olan, yeni nesillerin artık dünyalılık aidiyetine eskisinden daha açık olan toplumsallıkların artması.

Bunda da sanal dünya iletişimi önemli rol oynuyor.

Zaten terörle zafer kazanmanın amaca ulaşmada eskisi gibi etkili olmadığı görülmeye başlandığı için bu tür çatışmalar silahsız savaşlarla sürdürülmeye başlanıyor.

Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: