Bu
yarışma programının adı kim bilerek milyoner olmak ister olmalı. Katılanlardan
bilgi yoluyla milyoner olanı henüz göremedik. 125 bin TL’den öteye gidenin bile
yok sayılacak kadar olması pek çok şeyin yanında bilerek milyoner olmanın da
bilgiden çok şans olmasına bağlanıyor.
Herkes
her şeyi bilemez. Çok bilen çok yanılır.
Bu
nedenle bilenlere hep bildiği sorular gelmiş olması da başlı başına şans olarak
yorumlanabilir.
Burada,
125 bin TL'lik ödüle ulaştıran şansın hiçbir yarışmacıyı neden milyonerliğe
ulaştırmadığı üzerinde düşünmek gerek.
Yarışmada
ansiklopedik bilgilerin yanı sıra akıl yürütme sorularına da yer verilmesi
bilmenin yanı sıra düşünebilme gelişkinliğinin öneminin bilinmesi de güzel.
Fakat
yarışmacıların doğru cevabını bilmedikleri ansiklopedik bilgiyi, akıl yürütme
üzerinden sağlamaya çalışırken gösterdikleri davranış biçimleri de bilgiyle
kurulan ilişki türlerini gözler ününe çıkarıyor.
Bazılarınca
bu aşamada kader kısmet veya içine doğma türü yorumlarla cevaplama girişimleri
bilgi üzerinden kumar oynamaya döndürülünce, kazanılan, bilmek yerine atıp
tutturma piyangosuna benziyor. Ama hepsinde başarı göstergesi kazanılan paranın
miktarıyla değerlendiriliyor.
Bilgi
ve düşünce açısından bir yere gelmiş oldukları ve akıl yürütme açısından daha
ileri oldukları kabul edilen akademik kariyerli katılımcıların nedense hep akıl
yürütme sorularında elenmeleri dikkat çekerken, eğitim sistemimize ait değişmez
ipuçlarını da ele veriyor gibi.
Bu
yarışmacıların diğerlerinin pek çoğundan en önemli farkı, neyi bilmediklerini
göreceli olarak daha iyi biliyor olmaları. Bu da bilgi bilinci açısından çok
önemli, BİLEREK.
Bilgi
soruları üzerinden elenmelerinin titrleri açısından daha çok endişe taşımaları
gibi etkenlerin etkisi yok sayılmasa da neden daha çok düşünceye dayalı
sorularda takılıyor olmaları ezberci eğitim anlayışının akademik kariyerli beyinlerde
bıraktığı izler diye yorumlanabilir.
Bu
yarışmayı izleyerek büyüdüklerini söyleyen genç katılımcıların genellikle daha
deneyimli ve başarılı olmaları yine dikkat çeken ayrı bir nokta.
Yarışma
sosyalleşmesinde, bilmeyenlerin üzülmeleri kadar pervasızlık takınmalarına da
rastlanan bu yarışmada insanların bilgiyle iletişimi ve, çocuk ve gençlerin bu
iletişimle etkileşimleri ve yarışmanın son iki soruyu görme aşamasına ulaşamayışını
kader olarak algılatan yaklaşım.
Tabii
ki yarışma şartlarının bireyler üzerindeki olumsuz etkileri veya şansızlıklar
hesaba katılarak bakıldığında bu tür talihsizliklere pek çok gerekçe
gösterilebilir. Yarışmanın kolay olmadığı da.
Yine
de bilgiye sahip olmanın eskiye göre daha kıymetli olduğunu ama düşünme
yeteneğindeki tutukluğu göstermesi açısından önemli bir veri oluyor.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder