Dinler
insanların inanma ihtiyacından doğmuş. İnsanlığın gelişimi, din kavramının da
doğa güçlerine tapmadan başlayıp, çok tanrılılıktan tek tanrılı dinlere
geçmesine parelel bir seyir izleyerek kendi gelişimine göre biçimlenen dinleri
oluşturmuştur.
İnanma
ihtiyacı, bugüne kadar mevcut dinlerle sınırlı olmayıp günümüzde mikro inançlar
üzerinden de biçimlenerek karşılanmaktadır.
İnancın
toplumsal yanı ne olursa olsun bireysel yanı baskı olsun olmasın kişinin
serbest iradesine bağlı olarak şekillenir.
Bu
nedenledir ki aynı dine inananlar kendi içlerinde çeşitli yorumlarla farklı
gruplara bölünürken dinlere inanmayıp tanrıya inananlar, tanrının varlığını yok
saymaya inananlar ve bu konunun bilinemezliğine inananlar hep aynı inanma
ihtiyacının ürünü olarak var olmuşlar ve olacaklardır.
Gerçeğin
kendisi, bu görünür aidiyetlere karşın inancın iç yüzünün kişinin kendi
bilincinde, kişiye ait bir olgu olmasıdır.
İnsanlığın
inanç ihtiyacının bu kadar çeşitlilik üzerinden biçimlenmesi, kişilerin bu
konudaki seçme özgürlüğünün doğal sonucunu yansıtır.
Bu
konuda yapılan baskılar inanma olgusunun gerçek anlamını algılamamaktan doğmuş
ve çeşitli zorlamalarla şekillenmiş yorumlardan ileri gelmektedir.
Bugün
gelişmiş toplum modelinin temeli de, kimsenin kimseye şuna veya buna şöyle veya
böyle inanacaksın veya inanmayacaksın baskısı yapmaması ve kimsenin inanma veya
inanmama özgürlüğüne müdahale etmemesi esasına dayanır.
Bu
konuda insanlara birbirlerinin sınırını zorlamadan kendi farklılıklarıyla bir
arada yaşama olanağını sağlama görevi de devlete düşer ki buna özetle laiklik
deniyor. Bu da gerçek demokrasi düzeniyle sağlanabiliyor.
Bu
durum analizi doğrultusunda hangi inanç kültürünün doğal ortamına doğarlar ve
orada yetişirlerse yetişsinler çocukların, inanma konusunda kendi seçimlerini
yapmaktan öte bir sunum ve zorlamaya uğratılmamasının iyi anlaşılması çocuk
istismarının en önemli konularından birisidir.
İnanç
özgürlüğü bireyin neye veya nasıl inanacağına veya inanmayacağına karar
verebilme şartını oluşturmakla sağlanır.
Zorla
biçimlendirilmiş dindar nesiller değil inanç özgürlüğüne sahip nesiller
yetişmesi gereklidir.
Demokrasi
ve laiklik bu durumun yaşama geçirilme biçimi açısından turnusol kağıdı işlevi
görür ve gereklidir.
Bu
durumu dinsizlik diye düşündürtmek gerçeğe aykırıdır.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder