Kindar
ve dindar çocuk yetiştirme hedefi olarak dile getirilmesi yönetimde
sorumlulukları olanlarca çocuk haklarını nasıl algılanmadığını göstermesi kadar
din ve kin kavramlarının da yeterince kavranmadığını gösteriyor.
Tinerci
çocuk olmak dez avantajına dinsizlik yaftası da eklenirse bu çocuklar başlı
başına tehlike kaynağı gibi görülecektir.
O
nedenle kendileri tehlikeli bir yaşam sürdürdükleri halde saldırganlık atakalrı
nedeniyle tehlikelil saçmaktan kurtarılamayan bu çocuklara dinsiz muamelesi
yapmak, var olan ilgisizliğe gerekçe yapılmaktan öte bir işe yaramaz.
Kimsesizlik,
yoksulluk ve aile içi şiddet gibi nedenlerle sokağa düşen bu çocuklara Çocuk
Hakları Sözleşmesine imza atan devletimizin dindarlıktan önce güvenli bir yaşam
sağlama sorumluluğu olduğunun hatırlatılması gerekir.
Bunun
yerine dinsiz nesil, tinerci çocuk çağrışımı yapan değerlendirmelerde bulunmak
bu çocukların durumlarını toplum karşısında daha da zora sokmaktan öte bir işe
yaramaz. Sadece çocuklar üzerinde oluşturulmak istenen din baskısına meşruluk kazandırır.
Anlamları
çarpıtılmış hedeflerle gelecek nesillerin yaşamıyla oynamaya yol açacak bu tür
söylemler, çocuk haklarının devlet ve toplum katında henüz yeterince
içselleştirilmemiş olduğuna güzel bir örnektir.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder