Adalarda
sahibine çifte atan atı ortalarına alan arabacılar onu çeşitli maddelerle döverek
adam etmeye kalkmışlar.
Haberi
okuyunca hangisi hayvanca diye düşünmeden edemedim.
Atasözlerimizin
çoğunda dışlaşan genetik bir anlayış da dövme ve dayağın hayvan ve insan için
eş değer bir eğitim olarak algılanmasını gösterdiğinden, insana döverek birşey
anlatmaya çalışmayı onu terbiye etmek sanan ortak aklımız, hayvanı da bu türden
adam edeceğini sanıyor olmalı.
Neyse
ki günümüzde yeterli olmasa da insan hakları, çocuk hakları kadar hayvan
hakları kavramına da sahip bireyler ve onların oluşturduğu kamuoyu var.
Çağımızın
açık ve ulaşımı önlenemez haberleşme düzeyi, olan biteni tüm açıklığıyla gözler
önüne serdiği için şiddet ve vahşet her gün daha göze batar hale geliyor.
Kimi
araştırmacılara göre insan vahşet ve şiddeti geçmişe göre azalsa da, her gün
yüzümüze çarpan bu örneklerin çoğalmasıyla bizler, şiddet ve vahşetin daha
arttığını düşünüyoruz.
Geçmişe
dair saptanmış verilerde aslında insan vahşetinin doruğunda yer alan öyle
uygulama örnekleri var ki onların yanında bugün ki vahşet örnekleri çok daha
insani sayılsa da bugün vahşet ve şiddetin görünürlüğünün artması onun
etkileşim alanlarını da arttırdığı için yeniden üretimine yol açıyor.
Uygar
olmayı, modern yaşamı sağlayan tüm gelişmişlikleri kullanabilme becerisi olarak
algılayanlar, aslında bu tür tepkiler ölçü alındığında sınıfı geçenlerin sayısı
oldukça azalacaktır.
Uygar
olmak, kişilerin sürekli oto kontrolüyle sağlanabilen ve sonucu insanlık
hanesine bir artı ekleyen zor, yorucu bir çabadır.
Şiddet
ve vahşetten uzaklaşmakla uygar olmak arasındaki doğru bağlantı insanlığın
geleceği açısından çocuklara kazandırılacak en yararlı bilgidir.
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder