ULUSAL İLETİŞİM AĞI

1 Mayıs 2011 Pazar

Dinsel İstismar

Bazı kelimelerin kapsamına giren diğer anlamlarını düşündürtmeyecek biçimde tek anlama kilitlenerek çağrışım yapması düşünce alanını daraltıyor.

Çocuk istismarı sözü de bunlardan biri.

Çocukların istismarı çok yönlü bir kapsama sahipken sadece cinsel yönden ele alınması ve bu çağrışıma kilitlenmesi diğer istismarların önemini konu dışına itiyor.

O kadar böyle ki google üzerinden dinsel istismar yazıp arayınca cinsel istismar mı demek istediniz diye soruyor. Devamında da kastedilen anlamda ele alındığını gösteren bir değerlendirme yok veya ben göremedim.

Çocukların din olgusuyla ilişkileri Çocuk Hakları Sözleşmesinde de belirtildiği gibi genel olarak anne- baba veya ailenin isteği doğrultusunda gerçekleşen bir hak olarak değerlendiriliyor.

Çocuk hakkı, anne-babanın hakkıyla karıştırılmış gibi algılanabiliyor.

Acaba bu ne kadar doğru diye düşündüren de tam bu nokta.

Zira din konusu ve inanma özgürlüğünün, bireysel bir hak olarak ayrıca çocuklara tanınmamasıyla ilgili olması bu noktayı önemli kılıyor

Çocuk da olsa bireyin inanma özgürlüğü ile inanma ihtiyacının karşılanmasının birbirine karıştığı bu alan bence çok temel bir eğitim doğrultusu ve hakkını işaretliyor.

Çocuktaki inanma ihtiyacının, dinsel eğitim çerçevesinde çocuklara empoze edilen dini belletmelerle yönlendirilmesi, birey olarak o varlığa yapılan önemli bir müdahaleyi yansıtıyor.

Anne-babanın ait olduğu ve oluşturduğu doğal çevrenin her türlü kültürel etkisiyle doğal olarak kodlanan çocuklara, hangi dini öğrenmesi gerektiği empoze edilerek ilk yönlendirme yapılıyor.

Ailenin her türlü olanak ve kapasitesine mahkum olarak dünyaya gelen çocuklara bu ilk müdahalelerin anne-babanın doğal hakkı olarak görülmesi sosyolojik realite yönünden başka türlüsünün mümkün olmamasından kaynaklansa da, bireysel inanma hakkına yapılan bir müdahale olması gerçeğini değiştiremez.

İnsanların dini inanç kültürü çerçevesinde çocuklara belli bir dinin empoze edilmesiyle inancın etki alanına zorla sokulması arasındaki fark, çocukların dinsel istismarına giriyor.

Din bilgisi derslerinin zorunlu veya serbest olması tartışılsa da daha önce anne babanın kendi inanç ve fikirlerini çocuklarına zorla empoze edip etmeme hakkı da tartışılması gereken önemli bir konu.

Aile kendi inanç kültürünü yaşarken çocuğuna doğal bir etkileşim alanı yaratsa da ona inanç yönünden ayrıca buna zorlama hakkına sahip midir?

Bu, bireysel insan hakkı olarak tartışılması ve dikkat alanına alınması gereken bir konu.


Kaynak gösterimi:  www.0-18.org

Hiç yorum yok: