Son günlerde yıldızı yükselen bir sözcük SEHVEN.
Genellikle resmi hatalarda yapılan yanlışları ifade etmekte kullanılıyor.
Bu kelimenin sözlük tanımlamalarından birinde de yanlışlığın kim vurduya gideni diye yazmışlar.
Sözün yanlışlığa yüklediği anlam, kimin yaptığı belli değil, önemi yok veya daha masummuş gibi sunulduğundan sorumluluk üstlenmek gerektirdiğinde de kimin sorumlu olduğu belli olmayan veya üstlenilmeyen bir yanlışlık olarak anlaşılabiliyor.
Hataların sorumluluğu kabul edilmek istenmediği zaman bu kelime imdada yetişiyor.
Devlet katında kurumsal yanlışlardan sorumlu olanların istifa etmediği bir sosyal kültürde bu söz de, yanlışlığa geçirilen bir kılıf olarak kullanılabiliyor.
Yakın bir zaman önce son yılların tartışmalı davalarından olan darbe iddiası soruşturmalarında da açığa çıkan bir skandalın resmi sorumlularca sehven sözüyle açıklanarak geçiştirilmesi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme sınavındaki şifre olayına yetkililerce yapılan ve kamuoyunca kabul görmeyen açıklamalardan sonra bu kelimeye sarılarak yanlışlık denmesi,
16 Nisan gazetelerinde yer verilen Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili Adli Tıp açıklamasında da bazı bulgular üzerinden ortaya çıkan skandalın sehven sözüyle kamuoyuna sunulması, yanlışların resmi kurumlarca sehven kılıfıyla örtbas edilmesinin adet haline geldiğini gösteriyor.
İyi veya kötü niyetle yapılan ve çok önemli sonuçlara yol açan her hareketi, sehven diye sunanlar sanki yaptıklarından kendileri sorumlu değillermiş gibi bu söze sarılıyor.
Yanlışlığın sehven kelimesiyle ifade edilmesi sanki duruma legallik ve dokunulmazlık kazandırıyor.
Hatalara mazeret üretmenin normal sayıldığı bu mazeret kültüründe yetkililer genelikle hiçbir hatada kendinilerini sorumlu saymıyor. Sorumlu sayılmaması da yadırganmıyor.
Toplumdaki bu yaygın sorumsuzluk anlayışını kapamak için yetkililerce “Sehven” sözünün tercih edilmesinin diğer bir nedeni, eski ve çok kullanılmayan bir söz olmasının yanı sıra anlamının tam bilinmemesinden de olabilir.
Seçim öncesi oy potansiyelinde delik açmamak için tüm devlet kurumlarındaki yanlışların sehven olarak açıklanması, bir zorunluluk haline gelmiş gibi.
Hükümet sorumlularının ne dediklerinin geniş yığınlarca tam da anlaşılmaması için bu kelime yeterli oluyor.
Sehven sadece bir masum sözcük değil, sorumsuzluk ve mazeret uydurma kültürüyle doğal olarak kodlanan yeni nesillerin günden güne nasıl bir toplumda yaşayacaklarını şimdiden gösteren bir işaret fişeği de.
Sehven mazereti ile örtülmeye çalışılan Resmi Kurumlara bağlı yanlışların, yadırganmadığı bir toplumda doğru yaşamak mümkün olacak mı?
Kaynak gösterimi: www.0-18.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder